4 Temmuz 2012 Çarşamba

İSMET ÖZEL YAZILARI -15-

DEVLETİ ELE GEÇİRMEK

Hepimiz Türkçe'ye yapılan kötülüğün mağdurlarıyız. Şimdiye kadar siyasi olaylara dilin neler taşıdığını bilmeden yaklaştığımız için kendimizi buğulu ve efsûnlu bir konuşma ortamında bulmakta gecikmedik. Ortalıkta hep bazı kavramlar oldu; ama onların taraflarca üzerinde anlaşmaya varılabilecek bir açık anlama kavuşmasından hep kaçınıldı. 

Siyaset dilinin sarih ve fasih olmasına engel olanlar siyasi üstünlüğünü kaybetmek istemeyenlerdi. Türkçe'nin tahrip edilmesini çıkarına uygun sayanların hakimiyetine son verecek bir çabaya şahit olmadık. 



Eğer birisi bana devleti ele geçirmeye çalışıp çalışmadığımı sorsaydı, ben de ona bu sözleri sarf etmekle ne söylediğini bilip bilmediğini sorardım. Türkçe'de "ele geçirmek" tutmaya, yakalamaya yakın bir anlam taşır. Türkçe konuşanlar bir avın, bir haydudun, bir kadının ele geçirilmesinin ne demeye geldiğini anlar. Konumuzla en sıkı bağlantısı olan şey ise bir ülkenin ele geçirilmesidir. Savaşarak veya savaşmaksızın bir ülke, bir ülkenin toprakları ele geçirilir. Burada dikkat edilecek nokta savaş cereyan etmemiş olsa bile ele geçiren gücün silâhlı olduğudur. Türkçe konuşanlar ülkeyi ele geçirmekle devleti ele geçirmenin birbirinden farklı şeyler olduğunu da bilir. 

İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlar Fransa'yı (ülkeyi) ele geçirmiş ve fakat devleti Fransızlara (Vichy hükümetine) bırakmışlardır. Denilebilir ki ülkeyi ele geçirmek tüketime konu olabilecek bir şey üzerinde hakimiyet kurmaya benzer. Oysa devlet tüketim konusu edilebilecek bir nesne değildir. Giderek devletin bir "nesne" olmadığını da belirtmeliyiz. İnsan hayatında devlet bir "amaç" olmaklığıyla yer sahibidir. Yani devlet eliyle bir şeylerin faal hale konulması söz konusudur. Devlet (iktisadi anlamda değil elbette) bir üretim alanıdır. Devletin nesneye dönük yanı devlet aygıtlarından ibarettir. Öyleyse devletin ele geçirilmesi ülkenin ele geçirilmesine ne kadar benzemezse silâhların ele geçirilmesine de o kadar benzer. (Silâhların neyi ürettiklerini merak ettiyseniz söyleyeyim: Silâhlar ölüm üretir.) 

Devleti, daha doğrusu, devlet aygıtlarını ele geçirme çabasında olduğu varsayılan birini küçümsemek mümkün değildir. Çünkü sadece bir amaca varmak gayesiyle devlet aygıtları ele geçirilmek istenebilir. Eğer bir ülke ele geçirilmek isteniyorsa o ülkenin kaynaklarının bazı insanların menfaatine hasredilmesi isteniyor demektir; ama ele geçirilmek istenen devlet ise dikkatlerin yoğunlaştırılması gereken husus eylemcinin amacının ne olduğudur. Yukarıdaki örneğe döndüğümüzde görürüz ki devlet aygıtlarını harekete geçiren işbirlikçi Fransızlar amaçlarını ülkeyi ele geçirmiş bulunan Almanlarla özdeşleştirmişlerdir. 



Yenişafak
25 Haziran 1999 Cuma 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder